Yazar: Tamer Türkel
Potemkin Zırhlısı(1925) Sovyetler Birliği yapımı sessiz filmdir. Yönetmenliği Sergei Eisenstein tarafından yapılmıştır. Film genel olarak devrimi anlatmaktadır.Bu devrimi Potemkin Zırhlısı gemisi üzerinden anlatmakta ve bu devrimi destekleyen Odessa halkının dramını ele almaktadır.
Lenin sinemayı tüm sanat dallarından üstün görmüştür. (Lenin, 2009) Potemkin Zırhlısı filmi de 1905 olaylarının anlatılması için devlet tarafından sipariş edilmiştir. Eisenstein ”1905 Yılı” adlı senaryodaki geniş olaylardan sadece Potemkin zırhlısındaki isyanı ve Odessa merdivenleri bölümünü ele almıştır. Eisenstein, ele alacağı bölümler ile ilgili çeşitli araştırmalarda bulunmuş ve neticesinde senaryonun bu bölümünü tekrar kendisi yazmıştır. Potemkin zırhlısındaki ayaklanma ve Odessa merdivenlerindeki kıyım tarihsel olarak 1904’ten 1906’ya kadar uzanan devrim olaylarının tam ortasında yer alıyordu. Bu nedenle çekilecek olan film aynı zamanda yaşanan tarihsel olayları her yönden temsil edecek nitelikteydi.(Eisenstein, 1995) Filmin çekimleri yirmi üç gün sürmesine karşın kurgusunun yapılması iki aylık süreyi bulmuştur. (Eisenstein, 1995) Bu durum Eisenstein için kurgunun ne kadar önemli olduğunu gösterir niteliktedir.
Sergei Eisenstein’a göre sinemada yer alan dekor, aydınlatma, kamera çekim açısı vb. tüm öğeler bir atraksiyondur. Sinemada bu atraksiyonları kurgu yoluyla bir araya getirilebilmektedir. (Andrew, 2010) Yönetmen tüm bu atraksiyonları etkileşime geçirerek anlamlı bir bütün oluşturmak için düzenlemelidir. Eisenstein bu durumu ” Tek başına bir karga, yapraksız bir dalda, bir sonbahar gecesi” sözleriyle anlatmaktadır. Bu sözün her bir ifadesi atraksiyon olarak düşünülebilmektedir ama ifadelerin birleşimi montaj ile gerçekleşecektir (Andrew, 2010)
Eisenstein’ın kurgu teorisine göre görüntüler kronolojik bir akış yerine seyircide en yoğun etkiyi uyandıracak şekilde kurgulanmalıdır.Yönetmen iletiyi doğrudan aktarmamalı, seyircinin bilinçaltında, verilmek istenen iletiyi anlamaya elverişli bir ortam yaratmalıdır. (Andrew, 2010) Eisenstein’ın montaj teorisinin toplumsal dramlar için olduğu söylenebilir. Potemkin Zırhlısı filminde de bireyden çok toplumun öne çıktığı görülmektedir.
Potemkin Zırhlısı filmi beş bölümden oluşmaktadır.
Birinci Bölüm: İnsan ve Kurtçuklar, İkinci Bölüm: Güvertede Drama, Üçüncü Bölüm: Ölü Adam Adalet Arıyor, Dördüncü Bölüm: Odessa Merdivenleri, Beşinci Bölüm: Filo ile Buluşma
Film dalgalı deniz görüntüleriyle başlamaktadır.
Eisenstein burada alegorik bir anlatımda bulunmuş ve Rusya’nın içinde bulunduğu çalkantılı dönemi şiddetli dalgalar üzerinden izleyiciye aktarmıştır. Dalgalar hızla kıyıya vurmakta ve su sert biçimde kayalara çarpmaktadır. Eisenstein bu atraksiyonları birkaç farklı planla kurgulayarak dalgaların boyunu olağanüstü şiddette olacak şekilde izleyiciye aktarmıştır.
Eisenstein filmin birçok bölümünde gerçek zamanı bölmektedir. Filmsel zamanı tersine çevirerek gerçek zamanı genişletmektedir. Bunu da kurgunun gücünden yararlanarak yapmaktadır.
Eisenstein’ın montaj teorisindeki en önemli hedeflerden birisi, duygunun şiddetinin arttırılmasıdır. Eisenstein bu sahnede eylemin süresini uzatarak sahnenin duygusal yoğunluğunu ve sahnenin şiddetini arttırmaktadır. Eisenstein’ın ritmik kurgusuna başka bir örnek vermek gerekirse gemide askerlerin uykudan uyandığı sahne de örnek verilebilir.
Bu sahnede de saniyelerle birbirine bağlanan ve filmsel zamanı genişleten ölçekte ritmik bir kurgu anlayışı vardır. Planlar saniyeler içerisinde değişmektedir ve bu değişen planlar Eisenstein’ın kurgu anlayışına göre birbirleriyle çarpışarak etkileşime geçmekte ve neticesinde sahnenin duygusunu oluşturmaktadır. Eisenstein’ın kullandığı bu ritmik montaj, oluşturduğu montaj kuramının da en önemli yanlarından biridir.
Eisenstein doğrusal bir düzlemden ziyade sahnelerin birbirleriyle çarpışması sonucunda yeni anlamlar ortaya çıkacağını düşünmektedir. Eisenstein’in kurgu teorisine göre görüntüler birbirleriyle çarpışarak yeni anlamlar meydana getirmektedir.
Eisenstein’a göre A+B= AB’yi ifade etmemektedir. Ona göre farklı iki sahne olan A ve B, C’yi yani yeni bir anlamı oluşturmaktadır. (Andrew, 2010) Kurgu teorisindeki en önemli yanlardan birisinin de bu olduğu söylenebilir.
Potemkin Zırhlısı filminde et kesme sahnesinde aşçı defalarca baltayla ete vurmakta ve eti kesememektedir. En sonunda ete vuruşuyla birlikte demir bir top sahnesine geçilmiştir. Eisenstein bu iki görüntüyü art arda getirerek (çarpıştırarak) yeni bir anlam ortaya çıkarmıştır. Burada iki sahne arasında bağlantı kurularak etin demir gibi sert olduğu mesajı izleyiciye verilmiştir. Bir başka örnek vermek gerekirse askerlerin vurulacağı zaman gelen papaz sahnesi örnek verilebilir.
Eisenstein papazın elinde tuttuğu hac işaretinin hemen ardından gemide askerlere ölüm emri veren komutanlardan birinin silahını göstererek ortaya yeni bir anlam çıkartmaktadır. Bu iki görüntü art arda kurgulanarak dini unsurların da silah gibi bir işleve sahip olduğu mesajını doğurmakta ve dinsel bir sorgulamayı beraberinde getirmektedir.
Potemkin Zırhlısı filminin ikinci bölümünde gemi doktoru gemiden denize atılmaktadır. Doktorun, kalabalık tarafından denize atılması ve denize düşmesi görüntüsünün hemen ardından kurtlanmış et görüntüsü gelmektedir. Burada Eisenstein görüntüler arasında bir çatışma yaratarak ortaya yeni bir yaratım, yeni bir anlam çıkartmıştır.
Potemkin Zırhlısı filminde doktorun denize atıldığı sahne, Eisenstein’ın çağrışımsal kurgu anlayışı açısından da önemlidir. Eisenstein doktorun gemiden atıldığı sahnede doktorla daha önceden özdeşleşmiş olan bir eşyayı, (gözlük) doktorun atılmasıyla birlikte göstererek çağrışım oluşturmakta ve izleyiciye bu metafor üzerinden anlam yüklemektedir.
Eisenstein Marksist görüşten fazlasıyla etkilenmiştir. (Andrew, 2010) Marksizm’den bilinen tez, antitez, sentez yaklaşımını Eisenstein montaj kuramına uygulamıştır. Böylesi felsefi bir yaklaşımı montaj gibi oldukça teknik bir alana taşıması Eisenstein’ın önemli yaklaşımlarından bir tanesidir. Eisenstein, yönetmenin kurgu aşamasında diyalektik bir sürece girdiğini ve yeni bir şey yaratma çabası içerisinde olduğunu savunmaktadır. (Eisenstein, 1995) Eisenstein’ın diyalektik kurgu anlayışına göre sahneler birlikte, uyum içerisinde filme akmamalıdır. Sahneler birbirleriyle çatışmalı, bu çatışmadan doğan sentezler anlamı ve entelektüel çağrışımlar aracılığıyla da fikirleri ortaya çıkarmalıdır. (Eisenstein S. , 2014) Aslında bu bölümde izleyici faktörü de oldukça önemlidir. Çünkü bu durum pek çok metaforik anlatımı içermektedir. Dolayısıyla izleyicinin belirli bir izleme pratiğine sahip olması gerekmektedir. Bu açıdan iletinin tek yönlü olmadığı da söylenebilir.
Filmde Eisenstein’ın kurgu anlayışının en net görüldüğü bölümlerden biri Odessa Merdivenleri bölümüdür. 75 farklı çekimden oluşan Odessa merdivenleri sekansının senaryosu üç günde yazılmış ve bir günde çekilmiştir. (Eisenstein S. M., 1995) Odessa Merdivenleri rejim askerlerinin Odessa Merdivenlerinden inerek, insanları katletmesi ve bu askerlerden kaçan insanların düzensiz biçimde etrafa koşuşmaları görüntülerine sahiptir. Görüntülerde genellikle yakın plan ölçekler tercih edilmiştir. Kaçış esnasında korku dolu gözler, aksayan bacaklar, çığlık atan ağızlar yakın planda ve çok ritmik bir şekilde kurgulanmıştır.
Eisenstein’ın bu kurgu anlayışı sayesinde halk üzerinde oluşan korku, kaçış ve endişe izleyiciye daha net şekilde verilmektedir. Eisenstein’a göre sinema sanatının en önemli amacı soyut fikirleri filme yerleştirerek somutlaştırmasıdır. (Eisenstein S. , 2014) Eisenstein görüntüden direkt fikre gidilmemesi gerektiğini düşünmektedir. Entelektüel anlayışını da bu bağlamda düşündüğü söylenebilir. Eisenstein’a göre görüntüden duyguya, duygudan fikre gidilmelidir. (Andrew, 2010) Bu anlayışı Odessa Merdivenlerinde çocuğun vurulduğu sahnede de görmek mümkündür.
Çocuk vuruluyor ve kaçışan insanlar tarafından eziliyor, annesi üzüntü içerisinde oğlunu kucaklıyor ve rejim askerlerine gidiyor. Bu sayede görüntüden duyguya geçilmekte ve izleyicideki etki sağlanmaktadır. Sonrasında rejim askerlerinin gölgesi altında merhamet isteyen anne ( Yazı ile oğlum hasta yazısı görülmektedir.) rejim askerleri tarafından öldürülmektedir. Rejim askerlerinin gölgeleri altında can veren bir anne ve kucağında bir çocuk izleyicide duygusunu tamamlamakta ve izleyicinin aklında fikir oluşması sağlamaktadır. Rejim askerlerinin anneye, çocuğa ya da hiç kimseye acımadığı fikri ortaya çıkabilmektedir.
Odessa Merdivenleri sahnesinde, bir bebek arabasının düşüşünde Eisenstein yine kurgunun gücünü kullanarak hem yoğun bir etki yaratmış hem de görüntülerin çarpışması sonucunda yeni anlamlar meydana getirmiştir.
Bebek arabası merdivenlerden aşağı düşmektedir. Art arda gelen, çığlık görüntüleri, şaşkın bakış görüntüleri izleyicide duygusal şiddetin artmasını sağlamıştır. Yüksek bir hızla dönen bebek arabasının tekerlekleri ve hemen ardından gelen rejim askerlerinin çizmesi görüntüleri de askerler ile araba tekerleği arasında bir bağ kurarak ikisinin de hızını gösterir nitelikte olmuştur. Ayrıca bu sahnede de zamanın genişletildiği görülmektedir. Bebek arabasının merdivenlerden yuvarlanmaya başlaması ile devrilmek üzere olması arasında 40 saniyeye yakın bir süre vardır. Düşüş esnasında yapılan ritmik geçişler ile filmsel zamanın uzatıldığı gözlemlenmektedir.
Potemkin Zırhlısı filmi pek çok metaforik anlatım içermektedir.
Gemi doktoru Smirnov’un ete baktığı sahnede, üzeri böceklerle dolu eti büyüteçle incelemekte ve yinede temiz olduğunu iddia etmektedir. Bu metafor sistem yöneticilerinin gerçeği görmek istemediğini göstermektedir.
Et yemeyi reddeden askerler cezalandırılmadan önce direkte yavaş yavaş beliren asılmış insan görüntüleri de sisteme baş kaldıranın kafasının koparıldığı anlamını içermektedir.
Askerler öldürüleceği sırada gelen papaz kilise ile otorite ortaklığını vurgulamakta, isyan sonrası düşen hac işareti ise kilisenin gücünün devrim sonrası düştüğünü anlatır niteliktedir.
Askerlerin denize atıldığı sahnede baygın taklidi yaparak bir gözünü açıp kapatan papaz ise kilisenin bazı durumlara göz yumabildiğini göstermektedir.
İsyanı başlatan isim Vakulichuk’un ölmesi kişilerin ölümlü ancak mücadelenin ölümsüz olduğunu göstermektedir.
Yahudilerin katledilmesini isteyen adam ekonomik gücünü kaybetmek istemeyen toplumsal sınıfı temsil etmektedir. Bu kişinin toplum tarafından dövülmesi ise sistemin sınıfsal hiyerarşisinin yok olacağını temsil etmektedir.
Başlangıçtaki kuvvetli dalgaların, isyandan sonra durulması ise ülkedeki çalkantılı dönemin son bulacağını işaret etmektedir.
Odessa merdivenlerinde rejim askerlerinin gelmesiyle beraber insanların karmaşık halde kaçışmaları ise rejimin insanları kargaşaya götürdüğünü temsil etmektedir.
Rejim askerleri tarafından vurulan çocuk ise gelecek nesillerinde rejim devam ettikçe acımasızca kontrol altında tutulacağını göstermektedir.
Yakın plandan topların kırmızı bayrağa doğru kalkıp aşağı inmesi devrimi selamlayışı temsil etmektedir.
Filmin son sahnesinde ise gemi ile beraber ortadan kenarlara doğru bir kararma şeklinde son verilmiştir. Bu kapanış tiyatro perdesinin kapanışının tersi şeklindedir. Bu durumda sinemanın kendine ait bir dil oluşturduğunu beraberinde getirmektedir. (Mete, 2010)
Eisenstein sinema ile ilgili çalışmalarına başlamadan önce tiyatro ile ilgilenmiştir. Tiyatroda çeşitli görevlerde bulunmuştur. Bu görevlerden bir tanesi de sahne tasarımcılığıdır. (Eisenstein S. , 2014) Potemkin Zırhlısı filminde de Eisenstein’ın bu özelliği görülebilmektedir.
İsyanı başlatan ilk insan Vakulinchuk öldükten sonra oldukça sisli havada çekilmiş gemi görüntülerinin bulunduğu sahneler gösterilmektedir. Bu sis sembolik cenaze töreninde tüm ağıt sekansının duygusal yoğunluğunu arttırmak amacıyla kullanılmıştır.
Baştan sona siyah beyaz olan filmde tek renkli sahne kırmızı bayrağın göğe çekildiği sahnedir. Bu hem sahne açısından önemlidir. Hem de metaforik anlatım olarak hayata renk vermesi açısından önemlidir.
Odessa merdivenleri sahnesinin ardından gelen üç aslan görüntüsü (uyuyan,kalkan ve kükreyen) katliamın ardından gelerek çatışma doğurmuş ve neticesinde yeni anlamlar ortaya çıkarmıştır. Bu hem sahne hem de kurgu açısından önemlidir. Metaforik olarak da aslan hem halka destek olarak hem de halkın kendisi olarak bir temsile sahip olduğu düşünülebilmektedir.
SONUÇ
Sonuç olarak yapılan bu çalışmada ele alınan Potemkin zırhlısı filminin dünyadasinema dili oluşması açısından öncü olduğu söylenebilir. Potemkin Zırhlısı filmi sinemasal açıdan çekildiği dönemde rastlanmayan birçok yeniliği sinemaya kazandırmış olması açısından oldukça önemlidir. Sergei Eisenstein’ın oluşturduğu montaj teorisi de sinema tarihinde önemli bir yere olmuştur. Potemkin Zırhlısı filminin pek çok sahnesinde oluşturduğu montaj teorisinden örnekler bulunmaktadır. Ayrıca tiyatrodan sahip olduğu sahne tasarımcılığının da filmde etkisi pek çok sahnede hissedilmektedir. Sergei Eisenstein, Potemkin Zırhlısı filminde metaforik anlatımlara oldukça fazla yer vermiştir. Bu açıdan izleyicinin aktif olmasını gerektiren bir anlatısı olduğu söylenebilmektedir. Görüntülerin birbirleriyle çarpışmasının doğurduğu duygu ve anlamlara fazlasıyla önem vermiştir. Gerçek hayatta gösterilemeyen pek çok soyut kavramın sinema aracılığıyla somutlaştırılabileceğini düşünmüş ve bu düşüncesini de filmin pek çok noktasında gerçekleştirmiştir. Sergei Eisenstein, Potemkin Zırhlısı filmini bir propaganda filmi olmaktan ileriye taşımış ve uyguladığı yöntemler ile sinema tarihi açısından da önemli bir hale getirmiştir. Potemkin Zırhlısı filmi çekildiği dönemde pek çok ülkede yayın yasağı, sansür gibi sorunlar yaşamıştır. Sonrasında gelen dönemde ise pek çok filmde Eisenstein’ın oluşturduğu montaj teorisinden parçalar görülmektedir. Genel olarak Eisenstein hem oluşturduğu montaj teorisiyle hem de sinemaya bakış açısıyla sinema tarihi açısından önemli bir isim olmuş ve sinemanın gelişimine katkı sağlamıştır.
Kaynakça
Andrew, J. D. (2010). Büyük Film Kuramları . İstanbul: Sistem Yayıncılık.
Aşkın, O. (2019, 12 28). 11 2020, 18 tarihinde www.gazeteduvar.com.tr: https://www.gazeteduvar.com.tr/sinema/2019/12/28/potemkin-zirhlisi-eisenstein-ve-kurgu adresinden alındı
Eisenstein, S. (2014). Film Biçimi. İstanbul: Agora Yayıncılık.
Eisenstein, S. M. (1995). Eisenstein Potemkin Zırhlısı Renoir Harp Esirleri Ford Cehennemden Dönüş. İstanbul: Bilgi Yayınevi.
Lenin, V. (2009). Devlet ve Devrim. İstanbul: Agora Kitaplığı.
Mete, E. (2010). Sinemanın Gelişim Aşamasında Eisenstein Sineması. KOSBED .