Kes (1969), It’s A Free World (2007), I, Daniel Blake (2016)
Özet:
Ken Loach sineması auteur yönetmen bağlamında; Kes (1969), It’s A Free World (2007) ve I, Daniel Blake (2016) filmleriyle incelenmiştir. Ken Loach’un ‘’Kes’’ filminde okulundan, arkadaşlarından ve ailesinden gördüğü baskı ile birlikte toplumdan kaçıp yabani bir doğancığı evcilleştirmeye başlayan, 15 yaşındaki bir çocuğun verdiği mücadeleyi izliyoruz. Ken Loach, daha ilk filmlerinden itibaren işçi ve işçi sınıfına ait insanların hikâyesini anlatmaya başladığını görürüz. Kes filmindeki çocuk, işçi sınıfına ait bir aileye sahiptir. It’s A Free World filminde; işçi sınıfına ait dul bir kadın, göçmenlere iş bulan bir ajansta çalışır. Patronlarından taciz ve baskı görmektedir. Bir gün işinden çıkarılır. İnsanların ve çevresinin yapamazsın demesine rağmen kendi ajansını kurmaya karar verir ve kurar. İşlerinin iyi gitmesiyle birlikte ekonomik statüsü değişir. Kadının, işçi sınıfından çıkarak bir burjuvaya dönüşümünü izleriz. I, Daniel Blake filmi ile ise yine işçi sınıfından orta yaşlı bir adam geçirdiği kalp krizi sonucu işinden ayrılır. Doktor tarafından çalışması uygun görülmez. Devleti işsizlik maaşı alma konusunda ikna etmeye çalışırken bürokrasinin acımasızlığı, modern toplum eleştirisi ve Adamın hayatına giren; genç bir kadının iki çocuğuyla birlikte hayata tutunma mücadelesini izleriz.
Anahtar Kelimeler: İşçi Sınıfı, Mücadele, Burjuva, Baskı, Modern Toplum, Bürokrasi
Giriş:
Ken Loach, filmografisinin daha ilk filmlerinden ‘’Kes (1969)’’ ile birlikte anlatmaya başladığı konularda bir benzerlik ve bir bütün vardır. Bu nedenden dolayı Ken Loach’ı auteur yönetmen olarak görürüz. Kes filminde, işçi sınıfından olan bir çocuğun; annesinin sorumsuz davranışları, abisi tarafından sürekli tartaklanmasıyla birlikte okul ve arkadaş çevresi tarafından sürekli dışlandığını, baskıya maruz kaldığını görürüz. Ailesi ve sosyal çevresi ile bir türlü geçinemeyip iletişim kuramayan Casper (David Bradley), kendince sıradanlaştırdığı küçük yalanlar söyler ve hırsızlıklar yapar. Yolunda gitmeyen hayatında bir umut olarak yabani bir doğanı evcilleştirmede bulur. Doğan eğitimi ile ilgili bir kitap çalar ve yabani doğanı eğitir. Yabani doğanı eğitmesi ona saygı duymayan öğretmenleri ve arkadaşların bakışını biraz olsun değiştirir. Casper, şu repliğiyle ’’Benden daha kötülerini tanıyorum ama yaptıkları yanlarına kalıyor’’. Kendisinin yaptıkları doğru değil ve bunun farkında ama diğer insanlar neden benim gibi cezalandırılmıyor diye eleştiri yapar. Casper, okulda sürekli ceza alan bir çocuktur bunlara itiraz etmez ama diğer suçlularında cezalandırılmasını istemektedir. Adaletsizliğe karşı bir çıkıştır. Ken Loach bu filminde, toplumsal sorunları, işçi sınıfının toplumdaki yerini, din baskısını, öğrenci, öğretmen ve müdür arasındaki sınıf çatışmalarına değinmiştir. Yönetmen bu filminden başlayarak benzer bir çizgide kariyerini devam ettirmiştir. Toplumun sınıfları arasındaki çatışmalar, üst sınıfın alt sınıfı daima ezdiği bir anlayışa sahiptir filmler. Filmlerinde zayıf olanlar daima ezilen taraftadır. Bu filmde çocuk toplumda kendine bir türlü bir yer edinmez bir yabancılaşma yaşar. Toplumdan bu kadar dışlanan bir çocuğun hırsızlıklar yapması çok normal bir şekilde göstertir. Yönetmen bu filminden başlayarak kullandığı teknik özelliklerle de bir bütünlük sağlar. Ken Loach, kameranın oyuncuyu takip ettiği, gerçekliliği yakalamaya çalışan, müzik kullanımın az bazen hiç olmadığı filmler yapmıştır.
‘’It’s A Free World’’(2007) filmi ile yönetmen, işçi sınıfından burjuvaya dönüşen bir kadının hikâyesini anlatıyor. Bu filmde işçi ve göçmen sorunlarını anlatırken bir yandan da işçi sınıfını eleştirmektedir. İşçi sınıfının mülkiyet sahibi olduktan sonra kendisine yapılanları bir başkasına rahatlıkla yapabileceğini bize anlatır. Yine bu filmde Ken Loach, sınıf farklılıklarını, kapitalist yapının insanları nasıl değiştirebileceği, insani duyguları köreltebileceğini bize anlatmıştır. Ken Loach, benzer konuları kendine has üslubuyla anlatması onu auteur bir yönetmen yapmıştır. Toplumsal sorunları ele alırken sadece işçi sınıfı tarafında kalmayıp zaman zaman işçi sınıfını da eleştirmiştir. Ken Loach, kapitalist yapının aile ve insani değerleri nasıl etkilediğini bu filmle çok iyi anlatmıştır. Kadın sınıf atlamıştır ama vicdanı körelmiştir. Yine yönetmen ilk filmlerinde olan ‘’Kes’’ ile birlikte kullandığı teknik yöntemler benzerlik gösterir. Kamera kullanımı, kurgu, oyuncu seçimi, işlediği konular, doğal film yapısı ve sadelik bakımından bütün filmografisinde benzerlik gösterir.
‘’I, Daniel Blake filmi’’(2016) kalp krizi geçiren ve çalışması doktor tarafından sakıncalı görülen bir adamın, işsizlik maaşı alabilmesi için kurumlarla verdiği bürokrasi mücadelesini anlatıyor. Yine kendisi gibi bürokrasi ile mücadele eden genç bir kadın ve iki çocuğuyla tanışarak onlarla dost olur. Ken Loach, bu filminde de yine sistem eleştirisi yapmıştır. Devlet sisteminin bazı açık noktalarından dolayı kişilerin mağduriyetlerine değinmiştir. Başrol oyuncusunun teknolojiyle verdiği mücadeleyle ise modern toplum eleştirisi yapmıştır. Ken Loach’un diğer filmlerinde olduğu gibi yine bu filmde işçi sınıfından insanların sorunlarına değinmiştir. İngiliz devletinin acımasız bürokrasisi önünde ezilen insanların hikâyeleri anlatılmıştır. Zaman zaman karakterin isyan bayrağını çektiğini ve protesto eylemi yaptığını da görürüz. Yine bireyselleşen toplumun vurdumduymazlığı ve yardımseverlikten uzak olması, yönetmen tarafından eleştirilmiştir. Yönetmen, filmlerinde hep bir eleştiri yapar. Ezilen işçi sınıfı, hakkını bir türlü alamayan insanlar, bürokrasi eleştirisi, baskıcı kurumların eleştirisini yapar. Yönetmen ayrıca genel olarak bütün filmlerinde sosyal adaletsizliklere de vurgu yapmaktadır.
Sonuç:
Ken Loach, ele aldığı konular, yaptığı eleştireliler, oyuncu seçimi ve kullandığı teknik özellikler bakımından kendine has bir yaratıcı yönetmendir. Filmlerinde genel olarak işçi sınıfının dertlerini, sorunlarını ve işsizliği anlatmaktadır. Ama yeri geldiğinde işçi sınıfında eleştirmiştir. Sinemasında bir tarata yer almaktan ziyade sosyal adaletsizliklere ve haksızlığa karşı duran bir yönetmendir. Kapitalist sınıf ve burjuva sınıfı eleştirisini genel olarak filmlerinde bulunan konulardır. Bürokrasinin acımasızlığının insanları nasıl zor durumda bıraktığı, baskıcı kurumların eleştirisi, bunlar; okul ve aile içi baskı olarak örnek gösterilebilir. Ken Loach’un auteur yönetmen bağlamında incelediğimiz bu üç filminde son hep bir çözüme kavuşmaz ya çocuğun gözü gibi baktığı doğan ölür ya işçi sınıfından burjuvaya dönüşen kadının yaşananlara rağmen yasa dışı olarak göçmenlere iş bulmaya devam etmesi ya da Daniel amacına ulaşamadan kalp krizi sonucu ölür. Yönetmen filmlerinde hayatın gerçek yüzüyle seyirciyi hep karşılaştırır. Filmler mutlu sonla bitmez ve belirli bir çözüme ulaşmazlar. Adaletsizlikler, sosyal sorunlar filmlerinde hep devam ederler. Tıpkı bu sorunların gerçek hayatta sürekli devam etmesi gibi…
Kaynakça:
KAPLAN Neşe, KAPLAN Ali Barış, “Mücadele ve Direnişin” Cesur Ajanı Ken Loach’un Sinemasında İnsanın“Özgürleşme” Sorunu: Psikanalitik Yöntemle “Ülke ve Özgürlük” Filmi Analizi Makalesi, Marmara İletişim Dergisi, Sayı: 18, Sayfalar: 126-140, 2011.
İnternet Kaynakları:
filmhafizasi.com/suruden-ayrilmiyorum-haklarimi-istiyorum-ben-daniel-blake/
www.cinerituel.com/2017/02/i-daniel-blake-2016-elestiri.html
sinemabirmucizedir.blogspot.com/2011/08/kes-kerkenez.html
filmhafizasi.com/kes-1969/
sinema.yedincigemi.com/i/11511/Its-a-Free-World…-inceleme.html
ucnoktaaforizma.wordpress.com/sanat/iste-ozgur-dunyafilmi-politik-filmlerin-ustadi-
ken-loach-son-calismasi/
www.hayalperdesi.net/sinefil/40-sinif-atlama-cabasi-ve-vicdan-muhasebesi.aspx