Beni Sizler Yarattınız: Joker Filmi

Joker, aynı isimdeki  DC Comics karakterine dayanan, Todd Phillips‘in yönettiği, başrollerini Joaquin PhoenixRobert De NiroFrances ConroyBrett Cullen ve Zazie Beetz‘ın paylaştığı Amerikan psikolojik gerilim filmidir. 76. Venedik Uluslararası Film Festivali‘nde Altın Aslan ödülünü kazanmıştır.[1]  Kurgusal Gotham şehri; düzensizlik, kuralsızlık, pislik, korku ve kaos içinde, adaletin zengin ve güçlülerin elinde olduğu, zayıfın ezildiği bir hayali şehir olarak tasvir edilmektedir. Hasta annesiyle yaşayan Arthur Fleck (Joker), psikotik bozuklukları olup sürekli toplumdan dışlanan, üstüne ücretsiz psikolojik destek aldığı merkez kapandığı için tedavisi yarıda kesilen bir karakter olarak karşımıza çıkmaktadır.

Carl Gustav Jung’un psikolojik teorisinde persona; sosyalleşme, kültürleşme ve deneyim sayesinde bilinçli olarak oluşturulmuş kişiliktir.  Jung “persona” terimini kullanmıştır çünkü bu kelime, oynanan bireysel rolleri ifade ederek, Latince’de hem “kişilik” hem de Romalı oyuncular tarafından giyilen maske anlamını taşır. Persona, benlik rolü yapan bir maskedir. Hatta bu, iyi oynanmış bir rolden daha fazlası olmasa bile kişi ve diğerleri o kişiliğe inanır. [2]

Hasta annesi Arthur’a ‘’Mutlu’’ lakabını taktığı görülmektedir. Bu yüzden palyaçoluk yapmakta ve insanları mutlu etmeye çalışmaktadır.  Psikolojik destek aldığı yerde ise sürekli negatif düşüncelere sahip olduğu görülmektedir. Arthur’un hasta annesini mutlu etmek için aslında olmadığı biri gibi davranması ve sosyal maske takmaya henüz kendi evi içinde başladığı görülmektedir.

Arthur’un sahip olduğu psikotik bozukluklar; istemsizce gülmesine, halüsinasyonlar görmesine sebebiyet vermektedir. Topluma uyum sağlayamamış ve bu davranışları yüzünden toplum tarafından ötekileştirilerek ‘’deli’’ damgası vurulmaktadır. Babasız büyüyüp iyi bir çocukluk geçiremeyen Arthur, Annesi tarafından da evlatlık olduğunu öğrenir. Ayrıca toplumdan dışlanması ve işsiz bırakılması onu Arthur’dan Joker’a dönüştürmüştür.

Freud‘un sözüyle ego şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. İd ile süperego’nun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir.

Süperego, baba figürünün ve kültürel adetlerin içselleştirilmiş bir sembolüdür. “İd”in ihtiyaç ve talepleriyle çatışma halindedir. “İd”ye karşı saldırgandır. Tabuları ayakta tutar. Oidipus kompleksinin çözümü için baba figürünün içselleştirilmesidir.[3]

Bu teoriye göre süperego devleti veya babayı temsil etmektedir. Arthur, babasız büyümüştür ve onun için ideal baba figürü ünlü bir komedyendir. Babasız büyümesi, İd yani alt benliğini kontrol eden mekanizmanın da ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Denetleme ve İd’in dürtülerini kontrol eden mekanizmanın olmamasıyla Joker’a dönüşen Arthur, devlet otoritesine, kurallara uymadığını görülmektedir. Metro da cinayet işlerken ilk kurşunları koruma iç güdüsüyle sonraki kurşunları ise İd’in etkisiyle ateşlediği görülmektedir.

C.W. Mills, Toplumbilimsel Düşün kitabında; Bireyin toplumdan ayrı düşünülemeyeceğine ve toplumdan bağımsız değerlendirilemeyeceğine vurgu yapmaktadır. İnsanın sosyal bir varlık olduğuna ve toplum ile etkileşim halinde olduğuna işaret etmektedir.[4] Bu bağlamda Joker’ı değerlendirirken toplumla birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Joker bir repliğinde bu düşünceye vurgu yapmaktadır. ‘’Beni siz bu hale getirdiniz, suçlu sizsiniz’’ Bu replikle Arthur’u Joker olmaya toplum zorlamıştır. Toplumun, Joker üzerindeki etkisiyle onun maske arkasında suç işleyen bir suçluya dönüşmesi toplumun suçu olarak belirtilmektedir. Toplumda bir yer edinemeyen, dışlanan bireylerin suç işlemeye eğilimli olduğu görülmektedir.

            Joker, canlı yayında idolü olarak gördüğü komedyenin onunla fazla dalga geçip onu küçük düşürmesine dayanamaz ve onu öldürür. Joker’ın eylemleri şehirde ayaklanmalar başlatarak Joker maskesi takan göstericilerin polislerle çatıştığı görülmektedir. Şehirde oluşan Joker topluluğu, Freud‘un İd teorisi bağlamında değerlendirilmektedir. Joker; toplumda ezilen, hayat şartlarından memnun olmayan bir topluluğun alt benliğini uyarmış ve onlar da bu uyarı sonucunda kendi İd’lerinin hakimiyeti altına girdikleri görülmektedir. Filmin başında ezilen, dayak yiyen, basit bir palyaço olarak görülen Joker’ın (Arthur), filmin sonunda toplumu arkasına alan bir lidere dönüşüp değiştiği görülmektedir. Yine filmin son sahnesinde Joker’ın eşlik ettiği şarkının sözleri de bu değişimi göstermektedir. ‘’Bazıları hayattan tekme yer, bazıları da bundan zevk alır ama hayatın bana tekme atmasına izin vermeyeceğim. Çünkü bu yaşlı ve güzel dünya halen dönüyor’’.

Kaynakça:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Joker_(film,_2019).
https://tr.wikipedia.org/wiki/Carl_Gustav_Jung.
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0d,_ego_ve_s%C3%BCperego.

C.W. Mills (1959) Toplumbilimsel Düşün, (Çev. Ünsal Oskay), İstanbul: DR Yayınları.


[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Joker_(film,_2019).

[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Carl_Gustav_Jung.

[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0d,_ego_ve_s%C3%BCperego.

[4] C.W. Mills (1959) Toplumbilimsel Düşün, (Çev. Ünsal Oskay), İstanbul: DR Yayınları.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top